Bir Acemi Yolcu ile milattan önce 6. yüzyıla kadar uzanan, tarihte bir yolculuğa çıkıyoruz. Apollonia liman şehrinin kalıntıları arasından muhteşem Akdeniz manzarasını seyretmeye Apollonia Milli Parkı'na gidiyoruz.
İsrail'in Hertzeliya kentinin kuzeyinde yer alan Apollonia Milli Parkı, diğer adıyla Tel Arsuf’taki ilk yerleşimlerin izleri milattan önce 6. Yüzyıla dayanmakta. Fenike tanrılarından biri olan Reşef’e ithafen kurulan “Arşaf” limanında, o zaman için çok kıymetli olan, mor renkli boya üretilip tüm Akdeniz’e pazarlanırmış.
Yunanlılar, Reşef’in Yunan mitolojisindeki özdeşi olan Apollon adına buraya “Apollonia” adını vermişler.
Apollonia tarihindeki en büyük ilerlemeyi, 1 ile 3. yüzyıl arasında Romalılar zamanında gerçekleştirmiş. Milli parkın güneyinde yer alan, geleneksel batı tarzı mimarisi ve mükemmel inşaat kalitesi ile uzmanları hayran bırakan bir Roma villasının kalıntıları, bu gelişmiş liman kentinin günümüze kalmış kanıtı durumunda.
4 ile 7. Yüzyıllar arasında, Bizans egemenliğinde, en zengin dönemini yaşayan şehir, doğuya doğru büyümeye devam etmiş. Aktif limanının yanında, tarım faaliyetleri, cam sanayisi, gösterişli kilisesi ile Apollonia 280 dönümlük bir alan üzerinde kuruluymuş.
7. yüzyılda İslam’ın yayılışıyla birlikte, adı Arsuf olarak değiştirilen şehir, küçülerek, duvarlarla çevrilmiş ve 90 dönümlük bir alan içinde sınırlı kalmış.
1101 yılında Haçlıların şehri ele geçirmesiyle beraber, şehrin duvarları güçlendirilmiş; şehri ve limanı korumak için kuzeye - bugün kalıntıları bulunan – muazzam bir kale inşa edilmiş. İki yarım daire şeklinde kulesi, üç kademeli duvarı, çevresini saran geniş hendek ve dalga kıranlar ile kalenin savunması en üst düzeye çıkarılmış.
1265 yılında, Memlük Sultanı Baybars’ın emriyle, şehir yerle bir edilmiş ve bu tarihten sonra bu bölgede hiçbir yerleşim kurulmamış.
Apollonia Milli Parkı’nda uzak bir geçmişe uzanan tarihin izleri arasında dolaşırken enfes bir Akdeniz manzarasının keyfine varabilirsiniz.
Comentários