top of page

İsrail'den Lezzetler: ŞİNİTZEL


Uzun bir aradan sonra Bir Acemi Yolcu, İsrail mutfağından bir başka lezzetle karşınızda.


Belki aranızda, bir geçmişte, İsrail’e düzenlene bir gezide yer alanlar olmuştur. Çok büyük bir ihtimalle, verilen ayak üstü bir öğle yemeği molasında sunulan yemekler arasında, safranlı veya bol zerdeçallı bir pilav ve yanında salatanın eşlik ettiği tavuk veya hindi Şinitzel’i yemişsinizdir. İşte, bu yazımın ana kahramanı İsrail hızlı yemek kültürünün en önemli yiyeceklerinden olan Şinitzel.


Hemen hemen her turist, İsrail’i dolaşırken pratik ve hızlı bir yemek arayışını Şinitzel ile sonlandırmıştır. Büfeler ve restoran menülerinin neredeyse olmazsa olmazıdır. Sadece turistlerin değil, yerel halkın da bolca tükettiği bir yiyecek olan Şinitzel’in İsrail mutfağına girişi, 1800’lerin sonlarında, özellikle Almanya ve çevresinden Aşkenaz Yahudilerin İsrail’e göç etmesiyle gerçekleşmiş. Yahudi Kaşerut kurallarının katılığından ve eknomik şartlardan ötürü İsrail’in ilk kuruluş yıllarında sadece tavuk ve hindiden yapılan şinitzel, bu alışkanlıkla günümüze kadar aynı şekilde gelmiş. Bugün büfelerde pita veya ekmek içerisinde çeşitli meze ve salatalarla ve de özelikle humus ve tahin ile sunulan şinitzel, lokantalarda farklı garnitürler eşliğinde porsiyon olarak servis edilmekte.


Kuşkusuz Şinitzel denince akla gelen ilk yer Avusturya’nın başkenti Viyana’dır. Dünyaca ünlü, dana etinden yapılan Şinitzel’in 1800’lü yılların ortalarında Viyana’dan çıktığı düşünülse de, bu yiyeceğin 1. yüzyıl Roma İmparatorluğu kayıtlarında yer alıyor olması şaşırtıcıdır. Muhtemelen, Şinitzel tarifinin Avusturya Almanya gibi Germen bölgelerine ulaşması, Roma İmparatorluğu’nun savaşlarla bu yerleri ele geçirmesiyle olmuştur. Viyana Şinitzeli’nin üne kavuşması, Avusturya’nın 1800’lerin ortalarında itibaren başlattığı markalaşma ve tekif hakkı yasalarını uygulamaya koymasının başarılı bir neticesidir. Bu yiyeceğin ünü Alman ve Macar mutfağına da etki etmiştir ancak sadece dana eti kullanımı Viyana Şinitzeli’ne özgüdür.


Avusturya’dan Alp Dağları’nın diğer tarafına geçerek İtalya’ya vardığımızda karşımıza çok benzer bir yiyecek çıkacaktır: Milano’nun meşhur ‘Cotoletta alla Milanese’i. Bu yiyeceğin Viyana Şinitzeli’nden tek farkı dana etinin kemiğinden ayrılmadan kullanılmasıdır. İşte 1. Yüzyıl roma kayıtlarında da aynı bu şekilde, etin olduğu gibi ekmek kırıntısına bulanarak kızartılması olarak tarif edilmektedir. Aynı tarifte tavuk ve domuz eti kullanımından bahsedilmekte. Zaten tarihte, dana etinin soylu ve saray mutfaklarından çıkıp halkın gündelik yiyeceği olması 12. yüzyılı bulmuş.


Şinitzel ismi, bu yiyeceğin Avrupa’da yaygın olarak yapılmaya başlandığı dönemde, yani Ortaçağ’da konuşulan Almanca’da `dilim` anlamına gelen “sniz” kelimesinin küçütlme eki alarak “snitzel” olarak okunmasından türetilmiş.


Şinitzel’in tüm dünyada yaygın bir yiyecek olması, ülkeler arasındaki ilişkilerin yoğunlaştığı, savaşlar ve ekonomik şartlardan ötürü göçlerin arttığı 20. yüzyılı bulmuş. Kuzey Amerika’da, özellikle Yahudi göçmenlerin etkisiyle fast food kültürünün bir parçası olan Şinitzel buradan tüm dünyaya yayılmış. Avrupa ve Amerika dışında Japonya’dan Hindistan’a İran’dan Güney Afrika’ya, Ortadoğu’ya kadar şinitzel genelde kendi adıyla bazen de farklı isimler altında tüm ülke mutfaklarında kendine yer edinmeyi başarmış.


Afiyet olsun.


158 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page