top of page

Davut'un Sapanı - İsrail'in Hava Savunma Sistemi


9 Mayıs 2023 sabahı İsrail Ordusu’nun Gazze Şeridi’nde faaliyet gösteren İslami Cihad adlı terör örgütüne karşı başlattığı “Kalkan ve Ok” adlı operasyona tepki olarak Gazze’den İsrail’e yine sık aralıklarla roket saldırısı gerçekleşmeye başladı.


Bu yazıyı yazarken İsrail’in yoğun roket saldırısı altına olduğunu ve her saat sivilleri hedefleyen yüzlerce roketin Gazze’den, Tel Aviv de dahil olmak üzere, İsrail’in birçok bölgesine fırlatıldığını belirteyim.


Son onlarca yıldır bu tip saldırılara alışık olan İsrail, vatandaşlarını korumak ve ülkeyi savunmak için ileri teknolojiden faydalanmakta. 2000 yılından itibaren “Çok Katmanlı İleri Hava Savunma Sistemi” geliştirmeye başlayan İsrail, ilk olarak orta menzilli balistik füzelere karşı Amerikan Patriot sisteminin gelişmiş alternatifi olan hipersonik Arrow 2’yi devreye soktu. 9 Mach (2,5 km/saniye) hızında hareket eden Arrow 2’ler 90 ile 150 km. menzile sahip. Yakında Arrow 2 yerini daha gelişmiş Arrow 4’e bırakacak.

Arrow 2 Fırlatma Bataryası

2017 yılında ise Arrow 2’nin büyük ağabeyi, atmosfer üzeri tehditlere karşı hipersonik savunma sistemi Arrow 3 devreye sokuldu. Aktif olarak hiç kullanılmasa da 2011 yılından beri, belli aralıklarla, devam eden testlerde başarılı sonuçlar elde edildi. Arrow 3 sistemi menzil olarak dünya yörüngesindeki tüm uydulara ulaşabilmekte, bu özelliği ile İsrail’i “olası” uydu tehdidine karşı savunma yapabilen dünyadaki birkaç ülkelerden bir yapmakta.


Arrow 3 Alaska'da test edildi.

Çok Katmanlı İleri Hava Savunma Sistemi’nin belki de en çok tanınan üyesi olan “Demir Kubbe / Iron Dome” (İbranice okunuşu: Kipat Barzel) her ne kadar 1990 yılları sonunda tasarlanıp geliştirilmeye başlandıysa da İsrail bu projenin geliştirilmesi için asıl desteği 2004 yılından itibaren vermeye başladı. 2006 yılındaki Lübnan Savaşı sırasında, Hizbullah terör örgütünün İsrail’e fırlattığı 4000’den fazla roketin 44 sivili öldürüp, 250 bin insanı yerlerinden etmesine neden olması; Ayrıca 2000 ile 2008 yılları arasında, Gazze Şeridi’nde faaliyet gösteren, Hamas terör örgütünün 8000’den fazla havan topu ve Kasam roketi saldırıları, Demir Kubbe’nin ne kadar elzem bir müdafaa aracı olduğunu ortaya koydu. Şubat 2007 yılında İsrail Savunma Bakanlığı kararıyla Demir Kubbe’nin İsrail Savunma Kuvvetleri’ne dahil edilmesi için çalışmalar hızlandı. Sistem ilk kez 27 Mart 2011 yılında devreye sokuldu ve 7 Nisan 2011’de Gazze’den fırlatılan roketi bir roketi engelleyerek ilk kez aktif çalışmaya başladı.


Devreye sokulmasının ilk yıllarında tehlike arz eden roketleri engellemede %90’lık bir başarı gösterirken, zaman içerisinde yazılım ve radarlarında yapılan iyileştirilmeler ile 2022 yılında atılan roketlerin %97’sine engel olmayı başardı. Alçak irtifalı, kısa veya orta menzilli roketlere karşı geliştirilmiş olan Demir Kubbe portatif bir sistem; yani bir yerden bir yere kolayca taşınabiliyor. 20’lik anti-roket bataryası, radar ve (tehdidi algılayıp, fırlatma verilerini hesaplayan) kontrol odasından oluşan bir set. Mach 2,2 hıza ulaşan ve yön değiştirebilen anti-roketlerin menzili 70 km. ve her birinin maliyeti 100-150 bin dolar civarında.


Demir Kubbe

Yazının başında söylediğim gibi, şu anda Gazze’den roketler atılmaya, İsrail’de sirenler çalmaya, vatandaşlar sığınaklara koşuşturmaya devam ederken, Demir Kubbe milyonlarca insanın hayatının korunmasına başarılı şekilde yardımcı oluyor.


Bu arada, son haberlere göre, artık teknolojik etkililik zamanını dolduran Demir Kubbe bataryalarının üretimine son verildiğini ve çok yakında testleri tamamlanan ve konvansiyonel anti-roket füzeleri yerine lazer kullanacak olan “Demir Işın / Iron Beam” sisteminin devreye sokulacağı söyleniyor.


Demir Işın

Şimdi sıza bu yazıyı hazırlamama ilham veren haberden bahsetmek istiyorum.


Arrow 2, Arrow 3, Demir Kubbe’den sonra İsrail Savunma Kuvvetleri’nin cephaneliğine en son eklenen ve Çok Katmanlı İleri Hava Savunma Sistemi’ni menzil ve irtifa anlamında uzaydan karaya, her seviyede tamamlayan “Davut’un Sapanı”nın bugün (10 Mayıs 2023) ilk kez aktif olarak, Gazze’den Tel Aviv’e fırlatılan bir roketi engellemek için kullanıldığı haberi geçti.


İlk kez 2017 yılı Nisan ayında devreye sokulan, ancak bugüne kadar hiç aktif kullanılmamış olan Davut’un Sapanı (İngilizce David’s Sling / İbranice okunuşu: Kela David) sadece 23 Temmuz 2018 tarihinde Suriye’den fırlatılan iki adet OTR-21 Tochka roketine karşı alarm durumuna geçmiş, ancak roketler İsrail içine ulaşmadan Suriye içerisine düştüğü için kullanma durumu oluşmamış.


2006 yılında Demir Kubbe’nin üreticisi İsrailli Rafael ve Amerikan Raytheon firmalarınca projelenen, 2012 yılına kadar prototip olarak geliştirilen sistemin, gerçek şartlarda test edilmesine aynı yıl başlanmış. Yeni nesil anti-roket füzeleri farklı irtifa, menzile ve hava şartına uyumlu, gerekirse parçalara ayrılarak manevra yapabilecek şekilde, kademeli olarak tasarlanmış. Demir Kubbe’ye benzer olarak batarya, radar ve yazılım setinden oluşan sistemin radarını İsrail Hava-Uzay Endüstrisi’nden Elta firması, multi-mode (farklı şartlara adapte edilebilen) olarak üretmiş. Yazılımı hakkında fazla detay verilmeyen sistemin, günümüzün en gelişmişi olduğu rivayet edilmekte. 70 ile 250 km arası menzile sahip roketlere müdahale edebilen Davut’un Sapanı’nın ulaştığı hız ise gizli tutuluyor. (Not: Bugün Gazze’den Tel Aviv’e ulaşan roketin menzili 70 km.nin üzeriydi.)


Şimdilik sadece İsrail’de bulunan sistemin ilk müşterisinin, olası bir Rusya müdahalesinden endişe eden, Finlandiya olacağı açıklansa da faturanın ne kadara kesileceği henüz bilinmiyor.


Davut'un Sapanı

İsrail’in hava savunmasını dünyanın en iyisi yapan bu gelişmiş sistemler, her ne kadar sürekli alarm ve tehdit altında olan, bu küçük ülke adına kritik ve caydırıcı ise de tabi ki dileğimiz bu silahların hiçbir zaman kullanılmasına ihtiyaç duyulmamasıdır.


Bir Acemi Yolcu




237 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page